Tek zaferin siyasi çözüm olduğuna işaret eden Mills, 14 yaşında barış aktivistliği yapmaya başladığını, bugün 42 yaşına geldiğini, “iki tarafa da barış gelmeden, herkese insan hakları sağlanmadan zaferden söz edilemeyeceği” mesajında ısrarcı olduklarını vurguladı.
Mills, “Hamas’a karşı zafer kazanmak demek, Afganistan’da zafer elde etme tartışmasına benziyor. İngiltere ve ABD güçlerine burada ne olduğunu biliyoruz. Bugün Gazze’de aynı şeyi görüyoruz. Zafer söyleminin bu süreçte kullanımı korkunçtu. Halk bu söylemle uyutuluyor. Tek zafer, insan hayatının korunmasıdır.” diye konuştu.
Batılı ülkelerin, İsrail’in çıkarlarını korumakta daha özenli davranarak bu saldırıları durdurması için müdahale etmesini istediğini paylaşan Mills, Batılı ülkelerin İsrail’i ateşkese ve kalıcı bir siyasi çözüme yönlendirmesi gerektiğini dile getirdi.
İsrailli gösterici Martin Goldberg de İsrail’in Gazze’ye saldırıları karşısında siyasetçilerin zafer vaadinin gerçekçi olmadığı, savaştan sonra burada ne yapacaklarına ilişkin bir planlarının dahi olmadığı değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’deki aşırı sağcı siyasetçilerin burada yeniden yasa dışı Yahudi yerleşim yerleri kurma fikrinde olmasını kabul edilemez bulduğunu söyleyen Goldberg, “Bana göre tek çözüm, barışçıl bir çözümün bulunması. Birbirimizi sevmek, birbirimizden hoşlanmak zorunda değiliz ama bir arada yaşayabileceğimiz bir çözüm bulmamız gerekiyor. Belki benim kuşağımda olmaz ama gelecek kuşakta, bir arada yaşadığımız zaman bağımlı hale geleceğiz ve iki taraf da kazanacak. Savaş ve kan dökmek, kesinlikle çözüm değil.” ifadelerini kullandı.
Goldberg, işgal altındaki Batı Şeria’daki fanatik Yahudi yerleşimcilerin şiddetinin kabul edilemez bulduğunu vurgulayarak “Filistinlilerin temel insan haklarına sahip olarak barış içinde yaşamak istediğini” söyledi.