Sürdürülebilirliğe 6 yılda 5 milyar dolar
2021’e göre, 2030’da toplam emisyonlarını yüzde 42 azaltmayı amaçlayan Sabancı Topluluğu, 2022 – 2027 arasını kapsayan 6 yıllık dönemde sürdürülebilirlikle bağlantılı alanlara 5 milyar dolar yatırım yapacak. Sabancı Holding İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Yeşim Özlale Önen, “Türkiye’de önümüzdeki 4 yılda yapılacak yaklaşık her 3 rüzgâr ve güneş santral yatırımından biri Sabancı imzası taşıyacak” dedi.
Sürdürülebilirlik alanında dünyanın en önemli platformları arasında başı çeken Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı bu yıl Dubai’de toplandı. Kamu, özel sektör, sivil toplum ve akademi dünyasından binlerce ismin bir araya geldiği zirvede, iklim acil durumunun yıkıcı etkileri ve kalıcı çözüm önerileri masaya yatırıldı. Türkiye’nin de rekor sayıda temsilciyle katıldığı COP28, iş dünyasından da çok sayıda ismi ağırladı. Sabancı Topluluğu da bu yılki zirvede Türk iş dünyasını en kalabalık şekilde temsil eden gruplar arasında yer aldı.
COP28’e geniş katılım
Bir basın buluşmasında COP28 izlenimlerini paylaşan Yeşim Özlale Önen, şu bilgileri verdi:
“Sabancı Topluluğu olarak, COP28’te yer almamızın üç temel sebebi var. En önceliklisi ülkemizi temsil etmek. Türkiye pek çok gelişmiş ülkeden bile daha doğru adımlar attı sürdürülebilirlik konusunda, başka neler yapabiliriz anlamak önemli. İkinci olarak 1.5 derece hedefini canlı tutmak istiyoruz. Ve son olarak COP’ta ve benzer platformlarda konuşulan konuları ve çıkacak kararları yakından takip etmek istiyoruz. Diğer yandan ben şahsen de iki konudan çok mutlu oldum. Birincisi, Türk iş dünyasını COP28’de en kalabalık şekilde temsil eden gruplardan biri olduk. İkincisi sürdürülebilirlik hedefleriyle ilgili bugün dünyada çoğu şirketlerde, ekipler üst yönetimi ikna etmek zorunda. Sabancı’da böyle bir derdimiz yok. Yönetim kurulumuz, CEO’muz, grup başkanlarımız bu konuyu o kadar sahiplenmiş bir durumda ki… Çok şanslıyız.”
Hız ve ölçek artacak
Sürdürülebilirliğin, Sabancı Topluluğu için bir pusula görevi gördüğünü söyleyen Yeşim Özlale Önen, “2022-2027 dönemini kapsayan 6 yıllık dönemde, sadece sürdürülebilirlikle bağlantılı alanlara 5 milyar dolarlık yatırım yapacağımızı açıkladık. Bunların en az yüzde 70’i iklim ve temiz enerji alanında olacak. 2022’de bu yatırımların yüzde 10’unu tamamladık. Yenilenebilir enerji burada çok önemli bir büyüme alanı bizim için. Yenilenebilir enerji kurulu gücü oranımızı 2030’da yüzde 79’a, 2050’de yüzde 100’e çıkaracağız. Türkiye’de önümüzdeki 4 yılda yapılacak yaklaşık her 3 rüzgâr ve güneş santral yatırımından biri Sabancı imzası taşıyacak. Bu gibi inisiyatiflerle, hızımızı ve ölçeğimizi daha da artıracağız” dedi.
‘Yeşil hidrojen’ tesisi kuruyor
Enerji arz güvenliğinin kendileri için en öncelikli konu olduğunu söyleyen Yeşim Özlale Önen, şunları söyledi:
“Ülkemize kesintisiz enerji sağlamak önceliğimiz. Buradaki açığı öncelikli olarak yenilenebilir kaynaklardan elektrik enerjisi üreterek kapatmaya çalışıyoruz. Doğalgaz santrallerimizde de yeşil hidrojen kullanmayı hedefliyoruz. Bunun için Bandırma’da Türkiye’nin en büyük kapasiteli ilk yerli yeşil hidrojen üretim tesisini kuruyoruz. Mevcut linyit santralimizi ise en geç 2045’te güneş tarlasına dönüştüreceğiz. ABD’de yeni yatırım yaptığımız Quaise Enerji ile mevcut buhar türbinlerini derin jeotermal teknolojisiyle elde ettiğimiz buhar ile çalıştırabilir miyiz, araştırıyoruz. Aynı şekilde geçtiğimiz yıl, Commonwealth Fusion Systems adında füzyon enerjisini elektrik enerjisine çevirme üzerine teknolojiye sahip bir şirkete yatırım yaptık.”
İşe alırken baktığı cesaret ve aksiyon
İş dünyasındaki dönüşümün insan kaynakları yaklaşımını değiştirdiğini ifade eden Yeşim Özlale Önen, Sabancı Topluluğu’nun yetenek politikasını ilişkin şunları söyledi: “Değer zincirimize uygun insanları buraya çekmeye çalışıyoruz. Yeni yetenekleri aramıza katarken de özellikle iki konuya bakıyoruz. Birincisi cesaret. Artık insanların davranış değiştirmesi gerekiyor. Bunun için de cesur olmaları şart. Diğer önemli konu da aciliyet hissiyle aksiyon almak… Yani inandığı bir şey var ama bununla ilgili hızlı aksiyon alabilecek mi? Diğer yandan kendi içimizde bir çalışma yapıyoruz. Hangi rol kritik, kimi bulmakta zorlanıyoruz? Sürdürülebilirlik rolleri bunlardan bir tanesi. Bulmak da zor, var olanları tutmak da…”