Merkez Bankası eski Başekonomisti Hakan Kara, sosyal medya hesabı X’ten (Twitter) sık sık verilerle ekonomi değerlendirmesi paylaşıyor. Kara, son paylaşımında son dönemde açıklanan ekonomik verileri değerlendirdi.
Enflasyonla ilgili önemli uyarıda bulunan Kara, ‘enflasyonla güçlü mücadele’ göremediğini ifade etti.
“MÜCADELE GÖRÜNTÜSÜ VERMİYOR”
“Bu yılın ilk çeyreğinde pek “dengelenme” falan göremiyorum. İç talep oldukça güçlü. Kredi kartları, perakende ve diğer satış verileri, ithalat vb. güçlü. Kamu harcamaları tam gaz devam etmiş. Kredilerdeki seyir ılımlı ancak, öyle talebi dizginleyecek ölçüde değil. İthalattaki düşüş ise enerji ve altından kaynaklanıyor. Dolayısıyla ilk çeyreğe dair veriler enflasyonla güçlü mücadele görüntüsü vermiyor” diyen Kara’nın paylaşımı şöyle:
“Yılın kalanının ilk çeyrekten farklı olması kuvvetle muhtemel. Para politikasındaki sıkılaşmanın gecikmeli etkileri ve maliye politikasındaki normalleşmenin derecesine bağlı olarak talep yavaşlayacak.
Son dönemde epey veri açıklandı, işlerimin yoğunluğu nedeniyle hepsinin grafiklerini çıkaramadım fakat size bütün bu veriler ışığında genel resmi nasıl gördüğümü anlatayım:
Bu yılın ilk çeyreğinde pek “dengelenme” falan göremiyorum. İç talep oldukça güçlü. Kredi kartları,…— Hakan Kara (@ali_hakan_kara) April 17, 2024
İkinci çeyreğin sonlarından itibaren iç talepte hissedilir bir yavaşlama olabilir. Ancak iç talepteki yavaşlamanın enflasyonu %36 hedefine götürmek için yeterli olmayacağı kesin gibi. Dış açık ise baz etkileri, ithalattaki ivme kaybı ve ihracattaki kısmi toparlanmanın desteğiyle azalmaya devam edecek. Dış talep büyümeye pozitif katkı verecek.
Dolayısıyla enflasyonla mücadele programının devrede olduğuna dair somut ibareleri ancak bu yılın ikinci yarısında göreceğiz (öyle de olmasını diliyoruz).
Haziran’dan itibaren enflasyon eğiliminde düşüş olma ihtimali yüksek. Yine de bu eğilim muhtemelen 2025 için öngörülen %14 hedefinin uzağında olacak. Olmaması için sıkılaştırma düzeyinin hepimizi şaşırtması gerekiyor.
Elbette tahmin işini fazla zorlamamakta fayda var. Bütün bu analizin eldeki mevcut bilgilerle oluşturulduğunu vurgulamak gerekiyor. Unutmayalım, mevcut koşullarda tahminleri hala kurşunkalemle yapıyoruz. Ayrıca Keynes ne demiş? Şartlar değişirse fikrimi değiştiririm.”
“YÜKSEK RİSK”
Öte yandan Ekonomim’den Mehmet Kaya’nın haberine göre Hakan Kara, İktisat ve Toplum Dergisi tarafından düzenlenen panelde açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin yüksek döviz riski taşıdığını vurgulayan Kara, seçimden sonra iyileşmenin başlamakla birlikte yüksek riskin sürdüğünün altını çizdi.
Kara, makroekonomik risklerin realize olmadığının altını çizerken, kur ve beklentiler üzerindeki zorlukların devam ettiğini, kurdan enflasyona geçişin kuvvetli olması nedeniyle de Merkez Bankası’nın kuru kontrol etmekte isteğinin yüksek olduğunu ve dolarizasyonun da yüksek seviyelere geldiğini söyledi.
Saydığı riskler üzerinden krizi önlemenin, maliyetinin yüksek olacağı görüşünü vurgulayan Hakan Kara, gelecek dönemde fiyat istikrarı için Türkiye’ye özgü, şartları dikkate alan bir ekonomik program gerektiği görüşünü vurguladı.