Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda İslami Tebliğ Tedris İlim Hareketi Adamları Derneği (İTTİHAD) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Beşir Şimşek’in konuşmaları sırasında tartışma ve gerginlik yaşandı. DEM Partililer tepki göstererek salonu terk etti.
Yaşanan gerginliğe ilişkin değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Aslan, “Barış diyenlere bak!” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:
“TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarına devam ediyor. Farklı sosyal platformlardan temsilciler çağrılarak süreçle ilgili kanaatleri ve sunumları alınıyor. Bu kapsamda geçtiğimiz Perşembe günü, İslami tedrisat ve uzlaşı konularında değerli çalışmaları olan ve özellikle Doğu, Güneydoğu bölgelerimizde ıslah çalışmaları ile öne çıkan İTTİHAD’Ul ULEMA’nın komisyona bir sunumu oldu. İslami Tebliğ, Tedris ve İlim Hareketi Adamları Derneği (İTTİHAD) Genel Başkan Yardımcısı Molla Mehmet Beşir Şimşek, komisyona bir rapor sunmakla birlikte sözlü açıklamalarda da bulundu.
Meselenin değerlendirilmesi için komisyona çağrılanların açıklamaları elbette ki kendi pencerelerinden olur ve yine kendileri açısından katkı sunmak için izahat getirirler, örnekler verirler, yaşadıkları tecrübeler muvacehesinde katkı sunmaya çalışırlar. Bunu yapmaktan daha doğal bir durum olamaz ki, şu ana kadar şehit ailelerinden diğer farklı STK temsilcilerine kadar herkes çektiği acıyı özetleyerek bundan sonraki süreçte yapılması gerekenlere işaret etmiştir.
İTTİHAD da aslında bundan farklı bir şey yapmadı. Hatta komisyona sunduğu rapora bakıldığında, şu ana kadar en kapsayıcı çözüm önerisini sunan katılımcılardan biri oldu diye değerlendirilebilir. Bölgede ve aslında tüm Türkiye’de yaşanan cürümler özetlendikten sonra, çözüm odaklı atılması gereken adımlar tek tek sıralanmış. Bu karanlık günlere dönmemek için ivedilikle adımlar atılmalı diye öneride bulunulmuş.
“TEMSİLCİ DAHA KONUŞMADAN KOMİSYONU TERK EDENLER Mİ BARIŞA KATKI SUNACAK?”
Çözümün ve dolayısıyla aslında sonlanacak sorunun konuşulacağı, konuşulması gereken komisyonda adeta “Sen misin bizden bahseden!” diyerek tepki gösteren olunca gerçekten tedirgin oldum. Yürüyen bu sürecin barışa hizmet etmeyebileceği konusunda endişelerim arttı. İTTİHAD’ın temsilcisi daha konuşmadan ve ne diyeceği daha belli değilken komisyonu terk edenler mi empati yapacak, barışa katkı sunacak?! Veya yapılan zulümlerin bir daha yaşanmaması gerektiğine dair açıklamalara tahammülleri olmayanlar mı, kardeşliği tesis edecek?! Çok ama çok endişelendim artık!
Sorunun ucuna dokunulurken bile “Bizimkilerden bahsetme!” diyerek komisyonda bile saldırı pozisyonu alanları görünce, ümitlerim tükendi desem abartı olmaz.
Geçen çözüm sürecinde de bu odaklar, ‘barışçılık oyunu’ oynamışlardı ve sonra da bir sürü şehrin/kentin harap olması ve binlerce kişinin canından olmasına sebebiyet vermişlerdi. Öyle, sorunların üstü örtülerek; arazide, orada burada, ‘birbirlerine el sallayarak’ barış yapıyoruz diyorlardı, ama çok geçmeden bütün bir milleti kandırdıkları ortaya çıkmıştı.
Barış, herkes yaptığının arkasında durarak ve kendine toz kondurmayarak olmaz! İşlenen vahşetleri kınayarak, helallik dileyerek, yaptıklarından pişmanlık duyarak gerçek barış olabilir.
Susa Camii’nde gerçekleşen vahşetle ilgili sözde barış temsilcilerinin takındığı tavra bakar mısınız! ‘Bu acılar hepimizin. Ama artık böylesi kara günler yaşanmasın diye el birliği edeceğiz’ diyeceklerine, ‘domuz’vari höykürmeleri de ne oluyor?!
Barış istiyorsanız bir kere başta samimi olacaksınız! Herkesi dinlemeyi bileceksiniz! Komisyonda hakaretler savurmayacaksınız! Katilleri savunmayacaksınız! Dürüst olacaksınız! Aksi takdirde yine bir ‘barışçılık oyunu’ oynadığınız çok geçmeden deşifre olacaktır!”